GDO zararsız diyen yalan söylüyor!

Yeni yönetmelik ile artık yüzde 0,9’a kadar GDO içeren besinler serbest bırakılıyor. Bu besinlere kanunlarca yasaklanmasına rağmen, bebek mamaları da dahil…

On5yirmi5.com / Tuba Olğaç’ın röportajı…

Biyogüvenlik kanununa aykırı şekilde çıkarılan yönetmelik ile gıdalarda yüzde 0,9’a kadar GDO bulunması artık “bulaşma” olarak değerlendiriliyor ve üreticilere cezai müeyyide uygulanmıyor. Gıda Hareketi Derneği’nin sağlık skandalına karışan firmayı açıklamasının hemen ardından böyle bir yönetmeliğin çıkması ise kafalarda soru işareti uyandırıyor. Bebek mamalarında GDO olmayacağına ilişkin kanuna rağmen böyle bir yönetmeliğin çıkması kamuoyunda da büyük tepkiye neden oldu.  Bu konuyu Gıda Hareketi Derneği Başkanı Araştırmacı Yazar Kemal Özer ile konuştuk…


Gıda Hareketi Derneği, bir bebek mamasında GDO olduğunu tespit etti ve bunu kamuoyuyla paylaştı. Bu olayın ardından Biyogüvenlik Kanunu’na aykırı olarak yayınlanan yönetmelik ile yüzde 0,9’a kadar tespit edilen GDO’ya “bulaşma” tanımı getirildi, böylece GDO meşrulaştırılmış oldu. Neler söylersiniz?

Ne yazık ki böyle oldu. Kanunda olmadığı halde “bulaşma” denilen bir tanımlama getirildi. Oysa yönetmelikler, kanunda olmayan hükümleri ihdas edemezler. Yönetmelik iptal edilene kadar bile olsa bazı firma yöneticilerini kurtarmak için alelacele yapılmış bir düzenleme bu.

Yapılan değişiklik ürünlerinde GDO tespit edilen onlarca dev gıda üreticisi yöneticisinin yargılanıp, hapis cezası almalarının önlemeye yönelik bir girişim bu. Zaten Gıda Kontrol Genel Müdürü bunun böyle olduğunu AHaber’de katıldığı programda da kabul etmiştir.

“KANUN BEBEK MAMALARINDA GDO’YU KESİNLİKLE YASAKLIYOR”

Kanunda, bebek mamalarında hiçbir şekilde GDO olmayacağı ibaresi var, bu yönetmelik ile kanun çiğnenmiş olmuyor mu?

Kesinlikle çiğneniyor. Biyogüvenlik kanununda iddia edildiği gibi bir yasaklama söz konusu olmayıp, Biyogüvenlik Kurulu izin vermesi durumunda bebek mamaları hariç, hem yemlerde hem de her türlü gıdada da GDO olabilir. Ama kanun, bebek mamaları ve devam ürünlerinde GDO’yu kesin bir dille yasaklamaktadır. Yeni düzenleme kanuna aykırı bir şekilde buna bile izin verir hâle geldi.

“ÜÇ ÇOCUK TALEBİ DESTEKLENMELİDİR”

Başbakan Erdoğan “En az üç çocuk yapın” diyor ancak GDO ile beslenen nesilleri büyük bir kısırlık felaketi bekliyor. Bağımsız kurumlarca yapılan araştırmalar, farelerde GDO’nun kısırlığa yol açtığını gösterdi. Sağlık Bakanlığı GDO konusunda neden sessiz?

Başbakan Erdoğan’ın üç çocuk talebi tarihi bir talep olup mutlaka desteklenmelidir. Zira çocuk sayısı azaldığından ülke hızla yaşlanıyor ve 10 yıl sonra ciddi bir krizle karşı karıya kalacağız. Bunu gören Başbakan Erdoğan, bu meselede çok isabetli bir talepte bulunuyor. Ama Bakanlıkları adeta bu talep gerçekleşmesin dercesine çalışıyor. Tohum, gıda, GDO, aşı ve ilaç gibi konularda toplumun hem sağlığını, hem de geleceğini yok edici adımlar atılıyor.

Türkiye’de yaklaşık 150 büyük gıda firmasının ürünlerinde GDO tespit edildiğini ifade etmiştiniz. Çıkarılan yönetmelik ile bu firmaların alacağı cezalar da engellenmeye mi çalışılıyor?

Bunu sadece biz söylemiyoruz. Gıda Kontrol Genel Müdürü bile ekranlardan bunun varlığını kabul etti ve bu firmaların savcılığa intikal ettirildiğini belirtti. Bu firma yöneticileri dev ekonomik gücü olan firmalardır. Elbette boş durmayacaklardı, durmadılar da. Baskı sonuç verdi ve yönetmelik değişikliği yapıldı. Danıştay, yönetmeliği iptal edene dek bu firmalar mahkemelerde ya da daha savcılık safahatında aklanma ihtimali söz konusudur.

“GDO ZARARSIZ DİYEN YALAN SÖYLÜYOR”

GDO’nun milyonda bir olması ile yüzde elli olması arasındaki tek fark, rakamsal değerdir. Kimse başka bir hiçbir fark aramaya kalkmamalı. Bir şey ya GDO’ludur ya da değildir.

Bir gıdanın, binde bir ya da yüzde 100 GDO içermesinin sağlığı nasıl etkiler?

GDO’nun milyonda bir olması ile yüzde elli olması arasındaki tek fark, rakamsal değerdir. Kimse başka bir hiçbir fark aramaya kalkmamalı. Bir şey ya GDO’ludur ya da değildir. Şu kadarı GDO’lu yasılır, şu kadarı GDO’suz sayılır demek insanları aldatma girişimidir. Ahlaki bir izahı mümkün değildir. GDO meselesi, sadece sağlık boyutuyla ele alınamaz. Meselenin ahlakî, dinî, çevresel, kültürel, sosyolojik, sağlık ve mülkiyet boyutuyla ele alınması gerekir. Ama oranı ne olursa olsun sağlık açısından zararsız olduğunu söyleyen her kim varsa biliniz ki yalan söylüyor.

Bundan sonraki süreçte, GDO’suz bir yaşam sürmek isteyen insanlar nelere dikkat etmeliler? Hangi besinleri tüketmeli, hangilerinden özenle kaçınmalılar?

Beslenme meselesi bütün insanları temel meselesidir. Çünkü sonucu insanlığın geleceğini ilgilendirir.

Bunu dert edinenler beslenecekleri gıdalarda şu beş ilkeyi aramalıdır;

* Tohum geleneksel tohum olmalı, hibrit ve GDO olmamalıdır.

* Üretimde tarım kimyasalı ve sentetik zararlı gübreler kullanılmamış olmalıdır.

* Gıda endüstriyel işlem görmemelidir.

* Katkı maddesi eklenmemiş olmalıdır.

* Ambalajında plastik, pet, teneke olmamalı, aksine sadece cam ve kraft kağıt olmalıdır. Bunu arayanlar www.geleneksel.com.tr’yi inceleyebilirler.

Gıda Hareketi Derneği, söz konusu yönetmeliğe karşı bir dava açtı. Bundan sonraki süreç nasıl gelişecek?

Belirttiğiniz gibi GDO yönetmeliği değişikliği için iptal davası açtık. Ve söz artık Danıştay’da. Biz Danıştay’ın ilgili değişikliği iptal edeceğine inanıyoruz.

Furkan Emre HASDEMİR

Bugüne kadar birçok haber sitesinde editörlük ve muhabirlik görevlerinde bulunan Furkan Emre Hasdemir, 2013 yılından bugüne kadar islamveihsan.com'da çalışmaktadır. Ayrıca kendisi Gıda Güvenliği Hareketi gönüllüsüdür.

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir